Ehl-i Sünnet’i Eleştirmek için Ehl-i Sünnet Olmamak mı Gerekir

Eleştiri nedirden başlamak gerekiyor galiba yazıya

TDK Büyük Türkçe Sözlük’teki ilk anlam: bir insanı, bir eseri, bir konuyu doğru ve yanlış yanlarını bulup göstermek amacıyla inceleme işi, tenkit

Kısaca eleştiri, tenkit ya da kritik bir çeşit inceleme işi

İncelemenin sonucunda doğru ve yanlış yönler ortaya koyuluyor

ve genelde doğrulardan değil de yanlışlardan söz ediliyor

Bu yüzden toplumun büyük bir kesimi eleştiriyi sadece bir şeyin olumsuz yönlerini ortaya koymak hatta olumsuz yönlerini ortaya koyduğunuz şeyi kınamak sanıyor

Halbuki değil

Bu bir

İkincisi eleştiri yapabilmek için bir sabite gerekiyor

Eskilerin tabiriyle bir mihenk taşı lazım

Onunla gerçeği ve sahteyi ayırt edebilesiniz diye

Bu iki

Üçüncüsü, Ehl-i Sünnet nedir

İslam Ansiklopedisi, cilt 1O, s. 525 ‘de Yusuf Şevki Yavuz tarafından kaleme alınan Ehl-i Sünnet maddesinde şöyle yazıyor:

“Hz. Peygamber ile ashabın dinin temel konularında takip ettikleri yolu benimseyenler anlamında bir tabir.”

Makale çok uzun

Meraklısı açıp okusun

İnternette de var

http://www.islamansiklopedisi.info/dia/ayrmetin.php?idno=100528

Ben makaleden dikkatimi çeken iki paragrafı buraya aktaracağım

“Çağdaş yazarlardan Muhammed Amâre’ye göre bir fırkanın Ehl-i sünnet’e dahil oluşu izâfîdir. Eğer sünnetle Hz. Peygamber’in söz ve fiilleri kastediliyorsa Şîa, Havâric ve Mu‘tezile de Ehl-i sünnet’ten sayılır. Zira onlar da Hz. Peygamber’e uymaya çalışmışlardır. Sünnetle ashabı taklit etmek ve muhafazakârlık kastediliyorsa sadece Selefiyye Ehl-i sünnet’e dahildir (Resâǿilü’l-Ǿadl ve’t-tevhîd, nâşirin mukaddimesi, I, 62-63). Sünnî grupların tesbiti konusunda ileri sürülen bu farklı görüşler bir yana kelâm, mezhepler tarihi ve konuyla ilgili diğer eserlerde Ehl-i sünnet genellikle Selefiyye, Eş‘ariyye ve Mâtürîdiyye’yi kapsayan bir tabir olarak kullanılır. En büyük azınlık olan Şîa bile terimi bu kapsamıyla mânalandırır.

Allah tarafından vazedilmiş olan dinî hükümlerin doğru anlaşılması Allah’ın muradını tesbit etmekle mümkündür. Allah kullarına iletilmesini dilediği şeyleri vahiy yoluyla peygamberine bildirmiş, vahyi açıklayıp uygulama görevini de ona vermiştir. Son peygamberin tebligat ve uygulamalarının ilk muhatapları sahâbe topluluğu olduğundan İslâm’ın temel konularında onların anlayış, uygulama ve rivayetleri Allah’ın muradına ve Peygamber’in sünnetine uygun düşen bir yol olarak kabul edilmelidir. Bu sebeple müslüman çoğunluk daima bu yolu takip etmeye çalışmıştır. Ehl-i sünnet âlimlerine göre naslardan isabetli hükümler çıkarmak ve ihtilâflı konuların çözümüne ulaşabilmek için anlamı açık olan muhkem âyetlerden hareket etmek, sahih hadislerin beyanlarını dikkate almak, nasları bütünlük içinde anlamaya çalışmak, naklî ve aklî bir zaruret bulunmadıkça nasların zâhirine bağlı kalıp aklı nakle tâbi kılmak gerekir. Nas bulunmayan konularda ise aklın temel ilkelerine başvurularak Kur’an’ın genel muhtevasına ve özüne uygun bir şekilde ictihad etmek lâzımdır. s 528”

Şimdiii

Neymiş, demek ki Ehl-i Sünnet geniş bir kavrammış

Öyle sen Ehl-i Sünnet’sin, sen değilsin diyecek bir merci de yokmuş

Bu dört

Hatta Şii dünya da Kuran ve sünneti en başa yazıp iki tasnif yapar: Ehl-i Beyt ve Ehl-i Hulefa

Kendilerini Ehl-i Beyt’in takipçisi olarak görür, sünneti böyle anlar

Bu beş

Gelelim yazının başlığına

Ehl-i Sünnet’i eleştirmek için Ehl-i Sünnet olmamak mı gerekir

Bu soruya evet diyebilen rica ediyorum bir daha beni okumasın

Okursa yazık, kendisi için sadece zaman kaybı olur çünkü

Ehl-i Sünnet bir üst kavram

İslam içinde çoğunluk olan alimlerin görüşlerinin tasnifiyle oluşmuş bir üst kavram

Peki Hz. Peygamber ve ashabı dinin temel konularında neye başvuruyorlardı

Vahiye elbette

Kuran-ı Kerim’e elbette

Bugün, Kuran-ı Kerim’e bakalım diyenlere hemen “Sünnet düşmanı, hadis inkarcısı” yaftası yapıştıranlara duyurulur

Kuran-ı Kerim, Allah tarafından korunduğu için tek değişmez sabitedir

Hadisler ve sünnet, zaten Kuran-ı Kerim’e uyar

Kuran-ı Kerim’e uymayanlar olsa olsa Peygamberimize atfedilen rivayetlerdir

Bunları söylemek insanı mezhepsiz falan yapmaz

Dinden çıkarmaz

Kelamî konularda farklı düşünmek de böyle

Kısaca Ehl-i Sünnet’i eleştirmek için Ehl-i Sünnet olmamak gerekmez

Özlem Ata’nın kalama aldığı bu yazı, 13.10.2016 tarihinde Fıtrat Haber sitesinde yayımlanmıştır.