ÖMER (r.a.) HAKKINDA ALGILAR VE GERÇEKLER-2

İdaresi döneminde büyük bir imparatorluğun sınırlarından da büyük bir araziye, mala ve güce sahip olan Ömer, deve çobanı iken sahip olduklarından başkasına sahip olmadı. Gerçek şahsiyetini her durumda korudu.

Kitap ve Hikmet Dergisinin 27. sayısında “Ömer (ra) Hakkında Algılar ve Gerçekler” başlıklı yazımızın birinci bölümü yayımlanmış, o yazıda Ömer’in halife seçilmesinden önceki hayatıyla ilgili algılar ve gerçeklere yer vermiştik. Devam niteliğindeki bu yazımızda ise Ömer’in halife seçilmesinden sonraki hayatıyla ilgili algılar ve gerçeklere değinmek istiyoruz.

Yönetime Geçtikten Sonraki İcraatları ve Fetvaları ile İlgili Söylenenler

Ömer’in Müminlerin Emiri olarak göreve gelmesinde, Ebu Bekir’den sonra en büyük desteği olan ve ilk biat eden Ali (r.a) olmuştur. Ali (r.a)’ı kendi yanından ayırmayan Ömer de onunla sıkı bir aile bağı kurmuştur. Şiiler tüm bu ilişkileri tek bir sebebe; Ali’nin takıyye yapmasına bağlıyorlar. Şiilerin savunduğu takıyyeyi tam bir kimlik gizleme ve ikiyüzlülük olarak adlandırabiliriz.

Ömer, yönetime geçtikten sonra fetih faaliyetleri güçlendi. Zamanın en güçlü imparatorluğunu dize getirmede ve sayısız servet, ganimet elde etmede en büyük paya sahip olan Ömer’dir. Buna rağmen kendi tevazuundan hiçbir şey kaybetmedi. Halkına karşı yabancılaşan krallar gibi de olmadı. Tam tersine, nefsini kibre ve dünya malına sevk edecek bütün kapıları kapattı.
Yönetimindeki Mısır valisinin halktan birine ayrıcalıklı davrandığını öğrenince valiyi ve orada olan öz oğlunu (ona ses çıkarmadığı için) yanına çağırmış ve halkın önünde ikisine de ceza kesmiş ve şu ibretlik sözleri söylemiştir:

“Ey Kureyşliler! İnsanların sizin köleleriniz olduğunu mu zannediyorsunuz? Analarından hür doğan insanları ne zaman köleleştirdiniz?!”

Aydın Mülayim

Yayımlandığı Yer: Kitap ve Hikmet Dergisi, Ocak-Şubat-Mart 2020, Sayı: 28, s. 62-67

Yazıyı görüntülemek için linke tıklayın: aydın-mulayim-kh-28-sayi-omer-ra-hakkında-algilar-ve-gercekler-2