Afganistan’da Bitmek Bilmeyen Savaşın Nedenleri

Afganistan halkı 14 Şubat 1989 yılında SSCB’YE karşı zafer kazanmasına rağmen bir türlü barış ve huzura ulaşamıyor. Bir Afganistanlı olarak bu topraklarda savaşın bitmesi gerekirken neden farklı boyutlara bürünerek devam etmektedir diye baktığımda tabi ki içinden çıkılmaz bu savaşın birçok nedeni bulunmaktadır.

Şimdi bu nedenleri üç ana başlık altında ele alabiliriz

A. Dini Sebepler

B. Siyasi Sebepler

C. Sosyal Sebepler

1. Dini Sebepler

1.Ülke halkının Kur’an-ı Kerimden uzak geleneksel ve tasavvufi din anlayışına sahip olması.

2. Ülkede okuma yazma oranının düşük olması.

3. Din adına söylenen ve yapılan her şeyi insanların doğruluğunu sorgulamadan peşinen kabul etmesi. Kur’an’ı anlamda söyleyecek olursak ümmilik oranının yüksek olması. Buna örnek verecek olursak (dinden dönenleri yani mürtetleri, Ehl-i sünnet anlayışına karşı olanları, Kur’an’ı Kerime yahut Muhammed (s.a.v)’e hakaret edenleri öldürmeleri). Tüm bunları yaparken Cenab-ı Allah’ın emirlerini yerine getirdiklerini sanarak yapmaktadırlar.

4. Mezheplerin kutsallaştırılması (mezhep imamları bir konu hakkında bir görüş bildirdiyse o kesin doğrudur.)

5. Kur’an’ı Kerim anlaşılması zor bir kitaptır. “İçinde müteşâbih, mücmel ve muhkem olan ayetleri vardır biz onu doğru bir şekilde ancak klasik dönem tefsirlerini okuyarak anlayabiliriz, görüşünün hâkim olması oysa Kur’an’ı Kerim Hud suresinin 1. Ayetinde bunun tam tersini ifade etmektedir. “Elif! Lam! Ra! Bu öyle bir kitaptır ki âyetleri hem muhkem kılınmış hem de doğru kararlar veren ve her şeyin iç yüzünü bilen Allah tarafından açıklanmıştır.

Yine aynı şekilde insanların anlaşılması zor olduğunu iddia ettikleri müteşabih, mücmel ve muhkem ayetleri Kur’an’ı Kerim Âl-i İmran suresinin 7. Ayetinde Cenab-i Allah şöyle açıklamaktadır: “Kitab’ı sana O indirmiştir. Âyetlerinin bir kısmı muhkemdir; onlar Kitab’ın ana ayetleridir. Diğerleri müteşâbih (muhkeme benzer) olanlardır. Kalplerinde eğrilik olanlar, istedikleri te’vîli (bağlantıyı) kurup istedikleri fitneyi çıkarmak için Kitap’tan, kendi eğrilikleriyle benzeşene uyarlar. Oysa onun tevilini (bağlamını) sadece Allah bilir. Bu ilimde sağlam duruş gösterenler şöyle derler: “Biz, bu ilme inandık, hepsi (muhkem de müteşâbih de tevil de) Rabbimiz katındandır.” Zikre (doğru bilgiye) sadece dik duruşlu olanlar ulaşabilirler.”

Kısa bir şekilde ifade etmek gerekirse insanların Kur’an-ı Kerim’den bu şekilde uzak kalması ve onu anlaşılmaz bir kitap olarak algılamaları geleneksel dini yorumları kutsamaları ve mezhep büyüklerinin yanılmaz olduğunu kabul etmelerinden kaynaklandığı söylemek mümkündür.

2. Siyasi Sebepler

1. Taassup yani ırkçılık, Afganistan pek çok milletten oluşan bir ülkedir. (Peştun, Tacik, Özbek, Türkmen, Peşşeî, Balûçi vs.) İktidara geçen herkes kendi milletini diğer milletlere üstün tutma gayretine soyunur tabiatıyla bu davranış da diğer milletler tarafından kabul görmez ve pek çok sıkıntıya neden olur.

2. Kabilecilik: Irkçılığın bir alt basamağıdır da diyebiliriz. Afganistan’da yaşayan milliyetler kendi aralarında bir kaç kabileye ayrılır iktidarı veya gücü eline geçiren kişi sırasıyla önce kendi kabilesinden, kendi milliyetinden, kendi ideolojine yakın, kendi semtinden olan veya bölgesinden olan kimseleri ülke yönetimde yer vermeye yeltenir ülkede yaşayan diğer grup ve milletleri görmezlikten gelmeye zor ve güç kullanarak bastırmaya hak ve hukukunu vermemek için her türlü yolu denemeye kalkar, bu da ister istemez kendi milliyetine mensup olup onun kabilesinden olmayan, isterse de onun (iktidardaki kişinin) İdeolojisinden ve milliyetinden olmayan kişi/kişiler tarafından kabul görmez ve kargaşa çıkar.

3. Particilik: Afganistan’da pek çok parti vardır. Partilerde daha önceki senelerde hemen hemen her milliyetten insanlar yer alırken 2001’de uluslararası güçlerin Afganistan’a müdahale edip yeni hükümet kurulduktan sonra anayasa ve kanunlar demokratik usul ve esaslara güre düzenlenmiştir. Dolaysıyla Afganistan’ın yeni siyasi partiler kanununda bir partinin bütün yönetim kademelerinde her milliyetten insanların bulunması şartı getirilmiştir. Buna rağmen Partiler günümüzde artık belli bir milliyetin veya kabilenin partisi olmaya başlamıştır. Günümüzde (Milli birlik hükümetinde) her bir partiye belirli sayıda bakanlık tahsis edilmiş olup, bu bakanlar iş başına geldikten sonra liyakati esas almayıp kendi milliyetinden ve partisinden olan kimseleri bakanlığında çeşitli düzeylerde görevlendirme yoluna gitmiştir. Bu davranış ta ülkede şu an ciddi gruplaşmalara ve ayrışmalara neden olmuştur.

4. Devlet düzeninin 14 Şubat 1989 da SSCB’NİN İşgalini sonlandırıp Ülkeden çıktıktan sonra kendilerine (Mücahiddin) İsmini veren gruplar arasında çıkan çatışmalar sonucu bozulup bir daha tam olarak rayına oturtulamaması.

5. Kanunların sadece fakir ve yoksul kimseler için geçerli olması, zenginlerin ve mafya mensuplarının ise kanunları görmezlikten gelip keyfi davranmaları.

6. Başta Taliban olmak üzere terörist grupların Afganistan’ın kendi devleti içindeki siyasi veya bürokrat kimi kişiler tarafından farklı nedenlerden dolayı (Örneğin; Taliban liderinin ve yönetim kademesindeki kişilerin kahir ekseriyetinin belli bir milliyete ait olması, yabancı güçlere karşı ülkeyi işgalden kurtaracağını iddia etmeleri yani cihat ettiklerini iddia ederek devlet içindeki kimi kişilerin kandırılması sonucu veya kimi kişiler tarafından da kendi kişisel çıkarlarını göz önünde bulundurarak  desteklenmektedirler) ayrıca Taliban Afganistan’ın  komşusu Pakistan’ın,  İstihbaratı olan İSİ tarafında himaye edilmesi son zamanlarda bölgedeki yeni gelişmelerden ötürü İran ve Rusya tarafından da destek görmesi sonucu, günümüzde Taliban istediği zaman Afgan’ın bütün illerinde faaliyet gösterebilmektedir. Hatta Afganistan’ın il merkezleri hariç pek çok ilçe ve köylerde hüküm sürmektedir.

3. Sosyal Sebepler

1. Rüşvet ve Usulsüzlük

2. İşin ehline verilmemesi; öyle ki belli sebeplerden dolayı ilkokul mezunu olduğu bile belli olmayan kimseler Su ve Enerji Bakanlığı, Ulaştırma ve Bayındırlık bakanlığı gibi Afganistan için son derece hayatı bir bakanlığa getirildiği olmuştur.

3. Devletin her kademesinde var olan haksızlık ve adaletsizlik (örneğin düz bir lise mezunu, İl milli eğitim müdürü olurken lisans mezunu olan bir kimse şehir merkezlerindeki bir ilkokulda öğretmen bile olamıyor oysa öğretmen olmak istediği İlkokulun öğretmenleri arasında bir tane lisans mezunu öğretmen bile yoktur. Buna rağmen Rüşvet ve torpil olmadıktan sonra istediğin ilkokula dahi öğretmen olamıyorsun.

4. Gelir adaletsizliği ve fırsat eşitsizliği

5. İşsizlik oranının yüksek olması

6. Silah ve uyuşturucu kaçakçılığı,

7. Uyuşturucu yetiştirilmesine devlet tarafından göz yumulması sonuç olarak söylemek gerekirse Afganistan son 35 sene içerisinde silah seslerinin susmadığı göz yaşlarının dinmediği bir coğrafya haline gelmiştir. Bu dönem dünyaya gelen çocuklar ya eğitimden uzak kalmış ya da medreselerde belli bir mezhep esas alınarak (Hanefi mezhebi) yazılan Klasik Fıkıh, Tefsir, Hadis, Akait, Nahiv ve sarf kitaplarını okumuşlardır. Bu medreselerden mezun olanların hepsinde Kur’an’ı Kerim anlaşılması zor bir kitaptır. İçinde müteşâbih, mücmel ve muhkem ayetleri vardır biz onu doğru bir şekilde ancak klasik dönem tefsirlerini okuyarak anlayabiliriz görüşü hakimdir, klasik kitapların çoğu da döneminin iktidardaki kişilerin gönlünü almak gayesiyle yazıldığı için bu kitapları okuyan kimseler de ki bu kitapların hep doğruları içerdiğine inandıkları için otomatik olarak onların gayesine hizmet etmekte ve Kur’an’ın ne dediğinin pek bir anlamı kalmamaktadır. Çünkü onlara göre Kur’an’ı Kerim tek başına anlaşılması zor hatta imkânsız bir kitaptır. Dolaysıyla bu yapıda olan insanlar dünyadaki teknolojik gelişmelerden de uzak kaldığı için din elden gidiyor denilerek dini hassasiyetleri kabartılmak suratıyla yabancı güçler tarafında kolayca kullanabilmektedirler. Son olarak belirtmek gerekirse bu insanların kurtulabilmesi için fıtrat dini olan Kur’an’ı Kerim’in tek başına anlaşılmaz saçmalığından kurtulup O’nun öğrettiği dine dönmeleri kaçınılmazdır.

Feyzullah Feyyaz’ın kaleme aldığı bu yazı, Fıtrat Haber sitesinde 23.9.2017 tarihinde yayımlanmıştır.