Güven Testinden mi Geçiyoruz?

Yıllarca uğraşılmış ve çözülemez zannedilen problemlerin, aslında en basit olan cevaplarla çözülmüş olduğunu hayat okumalarım bana öğretti.

Cevaplar idrak edilince soruların çok basit olduğu görülüyor.

Allah (c.c.) bize ayetleriyle ins ve cinin sınava tabi tutulduklarını bildirmektedir.

Nasıl bir sınava tabi tutulduğumuzu sorguladım ve vardığım sonuç beni çok şaşırttı.

Tevekkül edenler yalnız Allah’a tevekkül etsinler. Vekil olarak Allah yeter. O ne güzel yardımcı ne güzel Mevla.

Rabbim bize bir güven duygusu mu inşa etmek istiyor? Duygular tabiri caizse evrenseldir. Irk-cins ayırımı yapılmaksızın duygular hepimizin fıtratına işlenmiştir. Psikoloji bilimine göre de Akılla birleşen duygular bilinçli-ölçülü bir bireyi oluşturur.

Yaşantımız boyunca hep birilerine güven duyduk. Bizim gibi yaratılmış olan ‘’her varlığa’’ duyduğumuz güven bazen bizi yanıltmıştır. Çoğumuz, yaşarken yarı yolda kalan birçok tecrübeyi/hayal kırıklıklarını hem işitmişizdir hem de kendimiz yaşamışızdır.

Ya da ‘’Etraftan kimseye güvenmiyorum’’, ’’Babana bile güvenmeyeceksin’’, ’’Ben sadece kendime güveniyorum’’ diyenleri de hep işitmişizdir.

Kısaca güven duyduğumuz bir şeyler ya da birisi mutlaka vardır. Güven duygumuz çok önemlidir ve insanlar birbirlerine destek olup güvenmelidirler yoksa hayat çekilmez olur.

“Yaratana duyduğumuz güven yaratılana duyduğumuz güven gibi değildir.” Benim anlatmaya çalıştığım ise Müslüman olmadaki “teslimiyetin” güven duygusu oluşturduğu.

Rabbiniz odur ki lûtfundan nasip arayasınız diye sizin için denizde gemiler yürütüyor. O, size karşı gerçekten çok merhametlidir. Denizde size bir zorluk dokunduğunda, O`nun dışındaki tüm yalvardıklarınız ortadan kaybolur. Fakat O, sizi kurtarıp karaya çıkarınca yüz çevirirsiniz. İnsan çok nankördür. Peki, kara tarafında sizi yere geçirivermesinden yahut üstünüze çakıl savuran bir kasırga göndermesinden emin misiniz? Sonra kendinize hiçbir vekil bulamazsınız. Yoksa sizi bir kez daha oraya gönderip üstünüze kırıp geçiren bir fırtına salarak, inkâr ettiğinizden dolayı sizi boğmayacağından emin misiniz? İsra (66/69)

Onlara, “Gökleri ve yeri kim yarattı?” diye sorsan, yemin olsun “Allah!” diyecekler. De onlara: “Peki Allah dışındaki yakardıklarınız hakkında ne diyorsunuz? Allah bana bir zarar vermek istese, O`nun vereceği zararı uzaklaştırabilirler mi? Yahut bana bir rahmet dilese, O`nun rahmetini tutabilirler mi?” De ki: “Bana Allah yeter! Tevekkül edenler O`na dayanıp güvenirler” Zümer (7/38)

Mürüvvet Çalışkan’ın kaleme aldığı bu yazı, Fıtrat Haber sitesinde 28.12.2016 tarihinde yayımlanmıştır.