Hayat Seçimlerden İbarettir

Her birimiz seçtiğimiz hayatın figüranlığını yapmaktayız. Tekrarladığımız her söylem bir zaman sonra eylem haline geçmeye mahkûmdur.

Seçimlerimiz bizi ya zelil eder ya da vezir. Bizi üstün kılan seçtiğimiz hayatı en güzel şekilde yaşayanları örnek almak, onlar gibi yaşama gayreti içine düşmektir.

Seçimlerimizi yapmadığımız hiçbir olgu bize ne mutluluk ne de başarı katar. İç huzur ancak seçimini bilinçli yaptıklarımıza verdiğimiz emekle aynı orantıdadır.

Eş, iş, aş, arkadaş seçimlerimizdir. Eşini iyi seçen sükûna, işini iyi seçen rahata, aşını iyi seçen sağlığına, arkadaşını iyi seçen de kimliğine kavuşmuştur.

En büyük hedefimiz; hayatta yalnız kalmamak, huzurlu bir birey olmak, insan olmak, insan kalmak ve insan ölmek olmalıdır. Zira hayvan olanı Hak Teâlâ muhatap almamaktadır.

İnsan kalma mücadelesi; görmekle, akıl etmekle, dinlemekle olur. Zira gözler görmek, kulaklar nasihat dinlemek, kalpler de gerçeği anlamak için yaratılmıştır.

İnsanlar konuşarak anlaşır. Konuşmanın çatışmaları engelleyici bir gücü vardır. Sessizliği tercih edenler ezilmeye ve haksızlığa uğramaya mahkûmdur.

Beğenilmek öz güveni arttırır. Takdir edilmenin bağlayıcı bir gücü vardır. Devamlı tenkit edenler zamanla etrafındaki insanları kaybedeceklerdir.

Acılar da, dertler de paylaşıldıkça azalır. Paylaşılmayan her sıkıntı dert olmaya, her güzel hadise de azalmakla karşı karşıyadır.

Her birey saygı görmeye değer. Saygının olmadığı yerde aşağılama vardır. Küçük görülen herkes zamanla kendisine saygı duymayandan nefret edecektir.

Acıma duygusu vicdanın olduğunun göstergesidir. Merhametin olmadığı her ortamda şiddet vardır. Kabalık olan yerde mutluluk yoktur.

Devamlı hakaret edilen kendini gerçekleştiremez. Hakaret eden şiddete daha çok meyillidir. Şiddetin olduğu yerde huzur yoktur.

Güven, insanı hayata ve yaşadığı mekâna bağlayan en büyük olgudur. Güven veren güven almaya layıktır. Şüphe, kurt misali her şeyi yemektedir.

Güven almak ancak doğru sözlerle mümkündür. Hayatını yalan üzerine bina edenler kaybetmeye mahkûmdur. Zira yalancının mumu yatsıya kadar yanmaktadır.

Bütün beraberlikler söz dinleme ile olur. Kendi başına buyruk yaşamak, uyumsuz olmanın uzantısıdır. Uyumun olmadığı yerde beraberlik ve başarı yoktur. Bu kişiler muhakkak yalnız kalacaklardır.

Evlilik iki kişinin beraber kurduğu birliktelik, iki kişilik düşünmektir. Evli değilmiş gibi davrananlar, hayatını iki kişilik bakmayanlar akrabalarını da görmemektedir.

İnsanlığın en büyük isteği adil bir hayata sahip olmak ve adil bir toplumda yaşamak vardır. Adaletin olmadığı mekânlarda zulüm ve terör, adaletin olduğu mekânlarda da hayat vardır.

Madde giderse üzülmeye değmez. Krizler sıçrayışa gebe de olabilir. Sağlık giderse büyük sorundur. Lakin ümit biterse sıkıntı büyüktür. Zira ümidin olmadığı yerde hayat yoktur.

Ümitsizlik, korkuların başlangıcıdır. Korkan kişi kaybetmekten korkar. Kaybetmekten korkan asla güzele, doğruya ulaşamaz. Kaybetme korkusu insanı telafisi zor olan yanlışlar yapmaya itecektir.

Sevginin zıddı nefrettir. Nefret etmek; kinlerin, hasetlerin, çekememezliklerin, kıskançlıkların hasılı ne kadar kötülükler varsa her birinin temelidir.

Hâlbuki hayat sevince ve sevilince güzeldir. Sevgisiz bedenler için yaşanan her şey bir yüktür. Yük olmamak ve yük almak ancak seven bir kalbe ve sevilen bir bedene sahip olmakla mümkündür.

Sevilen bir bedenin sevdiğine vereceği çok şeyler vardır. Verebilmesi ve mutlu edebilmesi için sevdiğini tanıması gerekir. Tanımak için konuşmalı, muhabbet etmelidir. Muhabbet etmek sevginin kalpte köklemiş halidir.

Muhabbetin olduğu ortamlarda oluşan merhamet; katı kalpleri yumuşatacak, kini ve düşmanlığı bitirip sevgiye dönüştürecek, düşmanlıkları sonlandıracak, kardeşliği oluşturan ulvi duygulara sebep olacaktır.

Zira insanlığın temelinde merhamet dolu bir kalbe sahip olmak vardır. Bu da bir seçimdir.

Ves-selam

Asiye Türkan’ın kaleme aldığı bu yazı, Fıtrat Haber sitesinde 27.3.2018 tarihinde yayımlanmıştır.