İshak ve İsmail Aleyhisselam

İshak Aleyhisselam

“Allah’a, bize gönderilene, İbrahim’e, İsmail’e, İshak’a, Yakup’a ve torunlarına gönderilene, Musa ve İsa’ya verilene, Rableri tarafından peygamberlere verilene, onları birbirinden ayırt etmeyerek inandık, biz O’na teslim olanlarız” deyin.” (Bakara 2/136)

“Yoksa İbrahim, İsmail, İshak, Yakup ve torunlarının yahudi veya hıristiyan olduklarını mı söylüyorsunuz? Peki, Siz mi yoksa Allah mı daha iyi bilir? de. Allah tarafından kendisine bildirilen bir gerçeği gizleyenden daha zalim kim vardır? Allah yaptıklarınızdan gafil değildir.” (Bakara 2/140)

“Ona İshak’ı, Yakup’u bağışladık, her birini doğru yola eriştirdik. Daha önce Nuh’u ve soyundan Davud’u, Süleyman’ı, Eyyub’u, Yusuf’u, Musa’yı ve Harun’u (ki işlerini iyi yapanlara böylece karşılık veririz), Zekeriya’yı, Yahya’yı, İsa’yı ve İlyas’ı (ki hepsi iyilerdendir), İsmail’i, Elyesa’yı, Yunus’u, Lut’u (ki hepsini dünyalara üstün kıldık) doğru yola eriştirdik. Babalarından, soylarından, kardeşlerinden bir kısmını seçtik ve doğru yola eriştirdik. Bu, Alah’ın kullarından dilediğini eriştirdiği yoludur. Puta taparlarsa amelleri boşa çıkar. Kendilerine kitap, hüküm ve peygamberlik verdiklerimiz işte bunlardır. Kafirler onları inkar ederlerse, inkar etmeyecek bir milleti onlara vekil kılarız. İşte bunlar Allah’ın doğru yola eriştirdikleridir, onların yoluna uy, “Sizden buna karşılık bir ücret istemem, bu sadece herkes için bir hatırlatmadır” de.” (En’am 6/84-90)

“Ellerini ona uzatmadıklarını görünce, durumlarını beğenmedi ve içine korku düştü. Onlar, “Korkma, biz Lut milletine gönderildik” dediler. Bu arada, İbrahim’in ayakta duran karısı gülünce, “Ona İshak’ı ardından Yakup’u müjdeleriz” dediler. Vay başıma gelenler! Ben bir kocakarı, kocam da ihtiyar olmuşken nasıl doğurabilirim? Doğrusu bu şaşılacak bir şey” dedi. Ey evin hanımı! Allah’ın rahmeti ve bereketleri üzerinize olmuşken, nasıl Allah’ın işine şaşarsın? O, övülmeye layıktır, yücelerin yücesidir” dediler.” (Hud 11/70-73)

“Atalarım İbrahim, İshak ve Yakup’un dinine uydum. Allah’a her hangi bir ortak koşmak bize yaraşmaz; bu, Allah’ın bize ve insanlara olan lutfudur; fakat insanların çoğu şükretmez” dedi.” (Yusuf 12/38)

“İbrahim onları Allah’tan başka taptıklarıyla başbaşa bırakıp çekilince ona İshak ve Yakup’u bahşettik ve her birini peygamber yaptık.” (Meryem 19/49)

“İbrahim’e İshak’ı ve Yakup’u bahşettik. Soyundan gelenlere Kitap ve peygamberlik verdik. Onu dünyada mükafatlandırdık; doğrusu o ahirette de iyilerdendir.” (Ankebut 29/27)

“Ona, iyilerden olan İshak’ı peygamber olarak müjdeledik. Kendisini ve İshak’ı mübarek kıldık; ikisinin soyunda iyi olan da vardır, açıktan açığa kendisine yazık eden de vardır. (Saffat 37/112-113)

“Güçlü ve anlayışlı olan kullarımız İbrahim, İshak ve Yakup’u da an.” (Sad 38/45)

İsmail Aleyhisselam

“Kabeyi, insanlar için toplanma ve güven yeri kılmıştık. İbrahim’in makamını namaz yeri edinin, dedik. Evimi ziyaret edenler, kendini ibadete verenler, rüku ve secde edenler için temiz tutun diye İbrahim ve İsmail’e ahd verdik. İbrahim: “Rabbim! Burasını emin bir şehir kıl, halkından, Allah’a ve ahiret gününe inananları ürünlerle rızıklandır” demişti. Allah da: “İnkar edeni de az bir müddet geçindirir, sonra da onu ateşin azabına uğramak zorunda bırakırım, ne kötü sonuç” buyurmuştu. İbrahim ve İsmail, Kabenin temellerini yükseltiyordu. “Rabbimiz! Yaptığımızı kabul buyur. Şüphesiz ki, Sen hem işitir hem bilirsin” dediler. “Rabbimiz! İkimizi Sana teslim olanlardan kıl, soyumuzdan da Sana teslim olanlardan bir ümmet yetiştir. Bize ibadet yollarımızı göster, tevbemizi kabul buyur, çünkü tevbeleri daima kabul eden, merhametli olan ancak Sensin”. “Rabbimiz! İçlerinden onlara Senin ayetlerini okuyan, Kitabı ve hikmeti öğreten, onları her kötülükten arıtan bir peygamber gönder. Doğrusu güçlü ve Hakim olan ancak Sensin.” (Bakara 2/125-129)

Gelen Vahiy

“Allah’a, bize gönderilene, İbrahim’e, İsmail’e, İshak’a, Yakup’a ve torunlarına gönderilene, Musa ve İsa’ya verilene, Rableri tarafından peygamberlere verilene, onları birbirinden ayırt etmeyerek inandık, biz O’na teslim olanlarız” deyin.” (Bakara 2/136)

“Nuh’a, ondan sonra gelen peygamberlere vahyettiğimiz, İbrahim’e, İsmail’e, İshak’a, Yakup’a, torunlarına, İsa’ya, Eyyub’a, Yunus’a, Harun’a ve Süleyman’a vahyettiğimiz gibi şüphesiz sana da vahyettik. Davud’a da Zebur verdik.” (Nisa 4/163)

“Ona İshak’ı, Yakup’u bağışladık, her birini doğru yola eriştirdik. Daha önce Nuh’u ve soyundan Davud’u, Süleyman’ı, Eyyub’u, Yusuf’u, Musa’yı ve Harun’u (ki işlerini iyi yapanlara böylece karşılık veririz), Zekeriya’yı, Yahya’yı, İsa’yı ve İlyas’ı (ki hepsi iyilerdendir), İsmail’i, Elyesa’yı, Yunus’u, Lut’u (ki hepsini dünyalara üstün kıldık) doğru yola eriştirdik. Babalarından, soylarından, kardeşlerinden bir kısmını seçtik ve doğru yola eriştirdik.” (En’am 6/84-87)

“Kocamışken, bana İsmail ve İshak’ı veren Allah’a hamdolsun. Doğrusu Rabbim duaları işitendir.” “Rabbim! Beni ve çocuklarımı namaz kılanlardan eyle. Rabbimiz! Duamı kabul buyur.” (İbrahim 14/39-40) “Kitapta İsmail’e dair anlattıklarımızı da an. Çünkü o sözünde doğru bir kimse idi, tarafımızdan gönderilmiş bir peygamberdi. Çevresinde bulunanlara namaz kılmalarını, zekat vermelerini emrederdi. Rabbinin katında hoşnutluğa ermişti.” (Meryem 19/54-55)

“İşte bunlar Allah’ın kendilerine nimetler sunduğu peygamberler; Adem’in soyundan, Nuh ile beraber taşıdıklarımızdan; İbrahim ve İsmail’in neslinden ve doğru yola erdirdiğimizden, seçip beğendiklerimizdendirler. Rahman’ın ayetleri onlara okunduğu zaman ağlayarak secdeye kapanırlardı. Onların ardından, namazı bırakan, şehvetlerine uyan bir nesil geldi. İşte bunlar azgınlıklarının karşılığını göreceklerdir.” (Meryem 19/58-59) “İsmail, İdris ve Zülkifl hakkında anlattığımızı da an; onların her biri sabredenlerdendi. Onları rahmetimizin içine aldık; doğrusu onlar iyilerdendi.” (Enbiya 21/85-86)

“İsmail’i, Elyesa’yı, Zülkifl’i de an. Hepsi iyilerdendir. İşte bu güzel bir anmadır. Doğrusu Allah’a karşı gelmekten sakınanlara güzel bir gelecek vardır. Kapıları onlara açılmış Adn cennetleri vardır. Orada tahtlara yaslanmış olarak türlü meyveler ve içecekler isterler. Yanlarında, gözlerini eşlerine dikmiş yaşıt güzeller vardır. İşte bu hesap günü için, size söz verilenlerdir. Doğrusu, verdiğimiz bu rızıklar tükenecek değildir.” (Sad 38/48-54)

Prof. Dr. Abdülaziz Bayındır