YOLDAKİ İŞARETLER?

Allah’ım!

İlmimizi senin razı olacağın şekilde arttır, görenlerden ve idrak edenlerden et.

Anlayışımızı ziyadeleştir, ilmin bize verdiği sükûneti ve huzuru yüreğimize işlet.

İmanımızı aldığımız ilim ve anlayışla pekiştirerek sana teslim olmayı ve güvenmeyi lütfet.

Hakikati anladıktan ve tasdik ettikten sonra, ayağımızı-kalbimizi dinin üzerinden sabit tut.

Bizi senin yolunda olan, sana güvenip teslim olan kullarının önünde öncü kıl.

Bu öncülük ile doğruları öncelikle yaşamayı ve Müslüman olarak ölmeyi lütfet.

Dengelerin alt üst olup, dünyanın açık hava tımarhanesine dönüştüğü şu zaman diliminde,

Birbiri üzerinden senaryolar türetip, birbirine korkulu gözlerle bakanlardan etme.

Etkilenmiyorum diye söyleyenlerin bile, bilinçaltından gelen kâbuslarla uykulardan uyandığı, her yazan ve çizen, bakan ve gören gibi kendi yazdığını ve gördüğünü tek doğru sandırma.

Alemlerin Rabbi olan Allah’ım! Yarattığının mutlu-huzurlu olmasını murat ediyorsun.

Lakin insan, her şeyin sahibi olma ve iktidarı elinde tutma uğruna nice kanlar dökmektedir.

Nice topraklar terkedilmekte, bebekler Allah’ın nimetlerini görmeden toprağa verilmektedir.

Sahibi olduğu evler ve mallar terkedilip, bilinmeyene zorluklarla yolculuklar yapılmaktadır.

Yeryüzünü bir çok Tanrılardan temizlemek Rahman’ın yarattığı insana verdiği değerdir.

Gönüllerde olan tevhit ilkesini açığa çıkarmak için örnekliği olan Resullerini gönderendir.

Gönüller, ancak Rahman’a bağlanır ve yönelirse huzur bulacaktır.

Kalpleri de ancak her şeyin ve dahi kalbin sahibi olan birbirine ısındıracaktır.

Şu da bir gerçektir ki; iyilikler Rahman’dan, kötülükler ise kendimizden gelmektedir.

İnsanların arasından seçilmiş olan nebiler de, ancak azabının uyarıcısı olarak gelmişlerdir.

Cennet hiçbir gözün görmediği nimetlerle, inananlar ve hayatını imanına şahit kılanlar içindir.

Cehennem ise içindeki imanın üzerini örtüp, kalbine vahiy edenin sesini duymayanlar içindir.

Ne cennet torpil ile girilecek kadar ucuz bir yer, ne de cehennem Vedud Allah’ın blöfüdür.

Rahman dilerse su boğmayacak, ateş yakmayacak, güneş ışık vermeyecektir.

Özgür olmak; insanın istediklerinden de öte, istemediklerini yapmamakladır.

Şartlara mahkûm olmayacak kadar düşüncenin ve eylemin gerçekleşmesi asıl olandır.

Sınırlar çok açık ve belli iken, sınırlar aşılmadan yük almak gerekmektedir.

Zira her zorluk, insanın kullanmadığı kapasitesini açacak ve geliştirecektir.

Hayata aktif dahil olanlar, akan su misali her zaman temizlenecek ve yenilenecektir.

Bütün yaratılanlar yaratılış amacına uygun hareket ederken, insan tersine gitmektedir.

Kâinat tekrar canlandı, çiçekler etrafı şenlendirdi, kelebekler dört günlük ömrüne girdi.

Güneş ısınını cömertçe sunmaya başlarken, sarı çiçekler baharın haberini verdi…

Lakin sarı çiçeğe; “Anne baban var mıdır?” sorusu sadece ilahilerin konusu oldu.

Hasıl-ı kelam; insanlık tükendi, insanlığa giden yollardaki işaretler de görülmez oldu…

 

Asiye Türkan’ın kaleme aldığı bu yazı, Fıtrat Haber sitesinde 1.11.2017 tarihinde yayımlanmıştır.