BÜTÇEYİ KEMİREN VİRÜS: FAİZ

Bir önceki yazımda yüzde 14.7’ye ulaşmış olan işsizliği bir hastalık olarak değerlendirmiş ve işsizlik hastalığına faizli borç isimli mikrobunun sebep olduğunu vurgulamıştım. Örnek olarak 2010 yılında 509 milyar TL kredi kullandıran bankaların 24.05.2019 itibarı ile 2 trilyon 488 milyar TL kredi kullandırmalarına karşılık 2010 yılında yüzde 8.9 büyümüş olan ülke ekonomisinin Ocak-Mart 2019 arasında yüzde 2.6 küçülmüş olduğunu görmüştük. Özetle 5 kat daha fazla kredi büyüme amacıyla kullanılmış ancak bu tam tersi bir etki yaratmış.

Bu yazımda ülke ekonomisinin kimilerine göre kriz döneminden bana göre buhranlı bir dönemden geçiyor olmasının önde gelen sebeplerinden gösterilen merkezi yönetim bütçe gerçekleşmelerine dikkatinizi çekmek istiyorum.

Bu veri bize devletin giderleri ve gelirleri hakkında bilgi verir. Eğer devletin giderleri gelirlerinden fazla ise bütçe açığı ortaya çıkar. Bütçe açığı ya özelleştirme ile ya da (çoğunlukla) borçlanma ile kapatılır.

Ocak-Nisan 2018 dönemi gerçekleşmelerine göre bütçe 23 milyar 174 milyon TL açık vermiş. Söz konusu dönemde faiz giderlerinin 25 milyar 385 milyon TL olduğunu görüyoruz. Yani devletimiz faizli borç sistemine 25 milyar 385 milyon TL faiz ödemiş. Eğer bu faizi ödememiş olsaymış 2 milyar 211 milyon TL fazla verecekmiş.

Ocak-Nisan 2019 dönemi gerçekleşmelerine göre bütçe 54 milyar 477 milyon TL açık vermiş. Söz konusu dönemde faiz giderlerinin 38 milyar 447 milyon TL olduğunu görüyoruz. Yani devletimiz faizli borç sistemine 38 milyar 447 milyon TL faiz ödemiş. Eğer bu faizi ödememiş olsaymış sadece 16 miyar 31 milyon TL açık verecekmiş.

İki dönemi kıyasladığımız zaman faiz hariç giderlerinin yüzde 27 arttığını görüyoruz. Peki faiz giderleri ne kadar artmış?

Yüzde 51.5

Çarpıcı değil mi?

Peki hangi ekonomistten bu noktaya vurgu yapıldığını gördünüz?

Ben hiç görmedim (gözümden kaçan varsa şimdiden özür dilerim).

Varsa yoksa hükümet büyük savurganlık yapıyor, hükümet seçimler için popülist ekonomik politikalar uyguluyor ve bu tarzda bir çok şikayet.

Bir kişide çıkıp ”yahu ekonomimizi esas zor durumda bırakan bu faiz ödemeleri. Onlarda inanılmaz bir hızla artmış. Buna bir çözüm bulalım.” diyen yok.

Çünkü onlara göre faizsiz bir ekonomi düşünülemez.

Bütçe açıklarının finanse edilmesi için kullanılan yöntemlerden biriside vergi artışlarıdır.

Bu noktada İbn Haldun’a kulak verelim (Mukaddime 2)

Bir ülkede halka yüklenen vergilerin miktarı az olursa, halk çalışarak para ve servet kazanmaya heves eder, yurt bayındırlanır. Vergiler azalınca üretim arta, mal ve para kazanmanın yolları çoğalır. Bir yurdun bayındırlığı artar; vergileri azalırsa, o devletin hakimiyeti devamlı ve istikrarlı olur.”

 

Ömer Mahmut Kuzanlı